İbrâhim Nakşî Efendi, Deli Hasan Paşa’nın kethüdâsı olan Mehmed Ağa’nın oğludur. Koca Mustafa Paşa şeyhi Seyyid Alâeddin Efendi’ye intisâb etmiştir. Şehzâde Câmii vâizi idi, 1114/1702-03 yılında irtihâl etti. Ayvansarâyî, onun Abdal Yâkub (Hekimoğlu Ali Paşa) kabristanında sırlı olduğunu yazar. Hüseyin Vassaf Efendi’nin Sefîne’sinden öğrendiğimize göre Nakşî Efendi, Hekimoğlu Ali Paşa Câmii hazîresi’nde bir makbereye sırlanmış ve üzerine türbe yapılmıştır. İstanbul’un büyük yangınlarından birinde türbe yanmış, Nakşî Efendi Hazretleri’nin sandukası da yok olup gitmiştir.

Aynı kabristanda medfûn olan Azmi Efendi, İbrâhim Nakşî Hazretleri için şu târih şiirini yazmıştır:

Nakşî İbrâhim Efendi ol vücûd-ı muhterem
Meyl edip dâr-ı bekāya eyledi terk-i fenâ

Sâlikînin mürşidi hem vâsılînin âzamı
Kutb-ı devrân idi bîşekk vâsıl u vasl-ı Hüdâ

Hüsn-i hulku vaz-ı tavrından nümâyân u celî
Olduğuna şüphe yoktur pîşvâ-yı evliyâ

“Hû” deyüb vakt-i seherde eyledi teslîm-i rûh
Rıhleti etti serâser âlemi mâtem-serâ

Hazret-i Hakk’dan ricâmız böyledir dâim anın
Cennet-i adninde etsin meskenin Bârî Hüdâ

Merkad-ı pâkin görüp her kim okursa Fâtihâ
Rûz-ı mahşerde şefâat ede ana Mustafâ

Çıktı bir hâtif dedi târîh-i fevtin Azmiyâ
Rûh-ı âlem idi Nakşî eyledi azm-i bekā